6 Aralık 2016 Salı

Kronik Mutsuzluk

Mutsuzluk adeta "pasif içici" olmak gibi, çevrenizdeki herkes için ölümcüldür. Stanford Üniversitesi tarafından yürütülen bir çalışma ile yaşam şartlarının mutsuzluk üzerindeki etkisinin sanıldığından düşük olduğu tespit edildi. Bizi mutsuz eden koşullar değil alışkanlıklarımız…
Kronik Mutsuz İnsanların Rahatsız Edici Alışkanlıkları
Mutluluk tanımlanması çok zor bir şeydir ve bir çok şekilde meydana gelebilir. Diğer taraftan mutsuzluğun tespiti çok kolaydır; onu gördüğünüzde tanırsınız ve sizi ne zaman esir alacağını bilirsiniz.
Mutsuzluk adeta "pasif içici" olmak gibi, çevrenizdeki herkes için ölümcüldür. Stanford Üniversitesinden Terman'ın ünlü çalışması ile 8 yıl boyunca denekler takibe alındı, sağlıksız bir yapının ve kısa yaşam süresinin mutsuz insanlar ile aynı ortamda bulunma ile bağlantılı olduğu tespit edildi.
Mutluluk sizin düşündüğünüzden daha az yaşam şartları ile bağlantılıdır. Illinois Üniversitesinde yapılan araştırmalara göre en iyi kazanan insanlar (yılda 10 milyon$) yanlarında çalıştırdıkları Jane ve Joe'lardan sadece bir miktar fazla mutlu oluyorlar.
Yaşam koşullarının mutluluğunuza katabileceği çok fazla şey yoktur. Çünkü daha fazla mutluluk sizin kendi kontrolünüzdedir-mutluluğunuz alışkanlıklarınızın ve hayata bakışınızın ürünüdür. Kaliforniya Üniversitesinde mutluluk üzerinde çalışan psikologlar genlerinizin ve yaşam koşullarınızın mutluluğunuzun ancak %50'sinden mesul olduğunu bulmuşlardır. Gerisi size bağlıdır.
"Anayasa insana sadece mutluluğunu sürdürme hakkı verir. Siz onu kendiniz elde edersiniz".
Benjamin Franklin.
Mutsuz Alışkanlıkları
İnsanlar mutsuzken onların çevresinde bulunmak, onlarla yalnız çalışmak çok zordur. Mutsuzluk insanları sizden uzaklaştırır, sizi muktedir olduğunuz her şeyi yapmaktan geri tutan bir kısır döngü oluşturur.
Mutsuzluk sizi sürpriz bir şekilde yakalayabilir. Mutluluğunuzun büyük bölümü yakından izlemek zorunda olduğunuz ve sizi uçuruma sürüklemediğinden emin olmanız gereken alışkanlıklarınız tarafından belirlenir. (düşüncede ve eylemde)
Bazı alışkanlıklar diğer alışkanlıklardan daha fazla mutsuzluğa yol açar. Aşağıda saydığımız 10 alışkanlığa karşı özellikle dikkatli olmalısınız. Bu alışkanlıkların sizde mevcut olmadığından emin olmak için kendinizi dikkatlice izleyin.
Mutlu olmak için geleceği beklemek. Kendi kendinize ben mutlu olacağım "Eğer ki...." demek bu alışkanlıkların en basitidir. Bu ifadeyi nasıl sonlandırdığınızın bir önemi yok ( terfi alırsam, daha iyi ücret alırsam veya yeni bir ilişkim olursa şeklinde sonlandırabilirsiniz) çünkü bu ifade durumlara çok fazla vurgu yapıyor ve mutluluğu engelleyen durumların gelişmesine katkıda bulunuyor. Ruh haliniz üzerinde kanıtlanmış hiç bir etkisi olmayan şeyleri beklemekle vaktinizi harcamayın. Bunun yerine şimdi ve hemen şu anda mutlu olmaya odaklanın, çünkü geleceğin garantisi yoktur.
"Bir şeyleri" elde etmek için çok fazla zaman ve efor harcamak.  Aşırı yoksulluk içinde yaşayan insanların mali durumları iyileşince mutluluklarında önemli bir artış oluyor, fakat yıllık gelir 20.000$'ın altına düştüğünde para ile gelen bu mutluluk hızla azalmaya başlıyor. Maddi şeylerin seni mutlu etmediğini gösteren okyanuslar kadar araştırma var. Bir şeylerin peşinde koşuşturmayı alışkanlık haline getirdiğinde mutsuz olma olasılığın artıyor çünkü onları elde ettikten sonra yaşadığın hayal kırıklıklarının ötesinde onları kazanma pahasına ailen, arkadaşların ve hobilerin gibi seni mutlu edecek daha gerçek şeylerden olduğunu keşfediyorsun.
Evde Kalmak. Mutsuz olduğunda diğer insanlardan uzaklaşmak ruh halin için cezbedici gelebilir ama sosyalleşme açısından büyük bir hatadır. Hepimiz için kafamıza yorganı çekip herkes ile konuşmayı reddetmek istediğimiz günler vardır. Fakat anlayın ki bu bir eğilim olmaya başladığı dakika ruh halinizi bozar. Mutsuzluk sizi anti-sosyal yapmaya başladığı an bu dediğimi hatırlayın ve dışarı çıkıp insanların arasına karışmaya kendinizi zorlayın, o anda farkı göreceksiniz.
Kendinizi Kurban Görmek. Mutsuz insanlar hayatın zor ve insanın kontrolü dışında olduğu pozisyonundan hareket etmeye eğilimlidir. Başka bir deyişle, "Hayat beni dışlıyor ve bu konuda yapabileceğim hiç bir şey yok." Bu felsefe ile ilgili temel sorun bunun çaresizlik duygusunu körüklemesidir ve kendisini çaresiz hisseden insanlar büyük olasılıkla bir şeyleri daha iyi hale getirmek için çaba göstermezler. Herkes belli zamanlarda kendisini aşağıda hissetme hakkına sahipken, bu etkinin hayata bakış açınıza yansıdığına müsaade ettiğinizde durumun farkına varmanız önemlidir. Başına kötü şeyler gelen tek kişi sen değilsin ve harekete geçmek istediğin taktirde geleceğini kontrol etmek senin elindedir.
Pesimizm. (Kötümserlik) Hiç bir şey kötümserlik kadar daha çok mutsuzluğu körüklemez. Kötümser tavır ile ilgili sorun onun kendini gerçekleştiren bir kehanet olmasıdır: kötü şeyler beklerseniz kötü şeyler almanız olasıdır. Kötümser şeylerin ne kadar mantıksız olduğunun farkına varmadan onlardan kurtulmak zordur. Kendinizi gerçeği görmeye zorlayın ve fark edeceksiniz ki bir şeyler göründüğü kadar kötü değildir.
Yakınmak. Yakınmak, ardında yatan tavrın verdiği rahatsızlık kadar tek başına da yeterince rahatsız edicidir. Yakınmak kendi kendini güçlendiren bir davranıştır. Bir şeylerin ne kadar kötü olduğunu sürekli konuşarak-ve dolayısıyla düşünerek-negatif inançlarınızı doğrulamış oluyorsunuz. Sizi rahatsız eden şeyler hakkında konuşmak sizin daha iyi hissetmenize yardımcı oluyor iken, yakınmak ile mutsuzluğu körüklemek arasında da ince bir çizgi vardır. Sizi mutsuz etmesinin ötesinde yakınmak diğer insanları da sizden uzaklaştırır.
Orantısız Sallama. Kötü şeyler herkesin başına geliyor. Aradaki fark mutlu insanlar kötü şeylerin onları geçici uğrak yeri olarak gördüğünü bilirler oysa mutsuz insanlar en ufak negatif şeyi hayatın onları dışladığının kanıtı olarak görürler. Mutlu insanları yollarına çıkan ufak tefek kazalar üzer ama onlar bir şeyleri derinlemesine ele almasını bilirler: "Ne aksilikti ama neyse ki ciddi bir şey değildi." diğer taraftan mutsuz insanlar bu aksiliği kullanarak o günlerinin, o haftalarının, o aylarının, belki de bütün yaşamlarının o aksilikten kaynaklandığının kanıtı olarak görür.
Sorunları halının altına süpürmek. Mutlu insanlar her hareketlerinden mesul dur. Bir hata yaptıklarında onu üstlenirler. Diğer taraftan mutsuz insanlar sorunları ve hataları kendilerine tehdit olarak görürler, o yüzden gizlemeye çalışırlar. Problemler görmezden gelindiğinde büyümeye eğilimlidir. Bir problemin üstüne gitmediğiniz sürece o problem bir şey yapamayacağınızı hissedeceğiniz kadar zor bir hale gelir, sonra da aynen kurban olma duygusuna geri dönersiniz.
Gelişmemek. Mutsuz insanlar kötümser oldukları için ve kendi hayatları üzerinde kontrol eksiklikleri olduğu için arkalarına yaslanıp hayatın onlara bir şey yapmasını beklemeye eğilimlidirler. Hedefler koymak, öğrenmek ve kendilerini geliştirmek yerine sadece yavaştan alırlar ve bir şeylerin neden değişmediğini merak ederler.
Jones'lara yetişmeye çalışmak. Kıskançlık ve haset mutluluk ile uyumsuzdur bu yüzden sürekli olarak kendinizi birileri ile karşılaştırmaya devam ediyorsanız buna bir dur demenin vakti geldi. Bir çalışmada, çoğu denek daha az para kazanmanın eğer ki başkaları da aynı olacaksa kendileri için sorun olmadığını söylemişlerdir. Bu tür düşüncelere karşı dikkatli olun, sizi mutlu etmeyeceği gibi çok sık olmasa bile ters etkisi vardır.
Sonuç Olarak
Mükemmel bir mutluluk adına alışkanlıklarınızı değiştirmek kendiniz için yapabileceğiniz en iyi şeylerden bir tanesidir. Ama aynı zamanda bu başka sebepten ötürü de önemlidir-mutluluğunuzun kontrolünü ele almak çevrenizdeki herkesin de mutlu olmasını sağlar.
Yazar: Azmi Ulaş

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder