1 Aralık 2016 Perşembe

Kendini Sevdir - III

Yardım Etmek
İnsanlara yardım etmek kendimizi iyi hissetmemize neden olur. Kendimizi iyi hissetmemiz de karşımızdaki insana daha şefkatli olmamıza ve onu sevmemize yol açar. Genellikle bizi sevmesini istediğimiz insanlara elimizden geldiğinde iyilik yapmaya yardım etmeye çalışırız. Yani hep verici rolünü üstleniriz. Oysa ki yapılacak şey hedef kişinin size yardım etmesine izin vermektir. Bırakın size yardım etmenin mutluluğunu biraz da o yaşasın. Bu şekilde kendini daha iyi hissedecek, sizi daha çok sevecektir.

Pozitif Tutum
Daha önce de söylediğimiz gibi, kendimize benzeyen insanları severiz. Ancak bu kuralın bir istisnası vardır. Hiç kimse mutsuz, öfkeli ve karamsar bir insanla zaman geçirmek istemez. Hepimiz, pozitif, mutlu ve neşeli, hayatla barışık insanları arar sever ve beğeniriz. Neden mi ? çünkü bizim de tek istediğimiz budur. Başkalarında bu arzu edilen ruhu görmek onları daha çok sevmemize sebep olur.

Her gün mutlu uyanan ve neşeli olan insanlara sinir olan birini mutlaka tanıyorsunuzdur, belki de siz sinir oluyorsunuzdur. Gerçek şu ki  bu insanlarda bizi çeken bir şeyler vardır. Etrafınızda dolanmasına katlanamadığınız bir insanı düşünün. Bu kişi ya sürekli bir şeyler hakkında şikayet ediyordur;  ya insanlar hakkında negatiftir ya da her şeyde bir kusur buluyordur. Tıpkı güven gibi, hayata karşı pozitif bir bakış açısı sizi, insanları kendisine çeken ve sevmelerini sağlayan bir süper mıknatısa dönüştürür.

Ama durun! mutsuzluk arkadaş sevmez mi ? Aslında sever. Mutsuz insanlar, tıpkı kendileri gibi hayatta mutsuz olan insanların etrafında olmak isterler. Ancak bu nitelik, bu insanların diğerlerini daha çok sevmesini sağlamaz. Mutsuz bir insan, başka bir mutsuz bireyle birlikte şikayet edip acısını paylaşmaktan keyif duyar, ancak mutlu olduğu anda, o mutsuz insandan uzak duracaktır. Kendisi gibi hisseden bir insanla birlikte teselli arar, ancak öyle hissetmeyi bıraktığı anda, bu ilişkiyi terk eder. Bunun sebebi, o insanı aslında hiç sevmemiş olması (en azından bu benzerlik için);yalnızca acıyı paylaşmış olmasıdır.

Anlayış

Anlayış, aranızda bir köprü kurulmasını sağlayan güveni oluşturur. İki insan 'aynı dili' konuştuğu zaman, aralarındaki diyalog daha pozitif ve rahat geçecektir. Tıpkı ortak ilgi alanlarımız olan insanları sevme eğilimimiz gibi, karşımızdaki insan 'bizim gibi olduğu' zaman yine içgüdüsel olarak onu sevmeye başlarız. Yani bir insan bizim yaptığımız jestleri yaptığında ya da bizim kullandığımız sözleri kullandığında onu sevme eğilimi gösteririz.

Duruş ve davranış uyumu: Örneğin, karşınızdaki bir elini cebine sokuyorsa, siz de kendi elinizi cebinize sokun. Eliyle bir hareket yaparsa, bir süre sonra, çok da belli etmeden siz de aynısını yapın.



Konuşma uyumu: Onunla aynı tonda konuşmaya çalışın. eğer yavaş, rahat bir ses tonuyla konuşuyorsa, siz de aynısını yapın. hızlı konuşuyorsa, siz daha seri konuşmaya çalışın.

Sizi Reddedilemeyecek Kadar Çekici Bulmalarını Sağlayın

Her ne kadar hepimizin farklı fiziksel tercihleri olsa da, bu taktikler kendi 'özelliklerinizi' maksimum seviyeye çıkarmanıza yardımcı olacak ve pek çok koşulda karşınızdaki insanın çekicilik kavramını baştan aşağı değiştirecektir. Bu nasıl olabilir ? Hayatınızda, hiç sizin tipiniz olmayan biriyle beraber oldunuz mu ? Neden oldunuz ? Çünkü bu insan -muhtemelen farkında olmadan- bu taktikleri uyguladı ve siz ona hayır diyemediniz.

Herhangi birine karşı çekici olmak istiyorsanız, bir önceki bölümdeki taktikleri uygulayın ve maksimum başarı için bu bölüme geçin. Gerçek yaşamın yanı sıra pek çok araştırma, bir insanı ne kadar çok seversek, onu o kadar çekici bulacağımızı gösteriyor.Her ne kadar bu taktikler özellikle romantik ilişkiler üzerine kurulu olsa da, sevmediğimiz insanları pek de çekici bulmadığımızı söylememiz gerekir. Öyleyse, reddedilemeyecek bir strateji için daha önce anlatılan taktikleri uygulamaya başlayın.

Duygusal Tahrik
Tek bir taktik, size saç stilinizden ya da giyim tarzınızdan, hatta prestijli  işinizden çok daha fazla fayda sağlayabilir. Vücudumuz adrenalin salgıladığında, karşısındaki insanı çekici bulduğunda, bunun cinsel arzuyla sonuçlanması, insan davranışının temelidir. Adrenalin, herhangi bir durum -korku, heyecan,aksiyon ya da her ne ise- ağır tahrik yarattığı anlarda oluşur ve tutkulu duyguları harekete geçirir.

Bir insan ne zaman tahrik olsa -örneğin korku
filmleri, lunaparklar, hatta fiziksel egzersizler- onun tahriki, o anda her kimleyse ona geçecektir. Aslında kişinin hissettiği heyecanın, farkında olmadan cinsel arzuya ve tahrike dönüştüğü bir transfer durumu vardır. Bir daha 'estetik açıdan' uyumsuz bir çift gördüğünüzde, onlara nerede tanıştıklarını sorun. Muhtemelen, tahrikin yüksek olduğu koşullar altında tanışmışlardır; belki spor salonunda ya da diğeri (ikisinden güzel olan) endişeli, gergin veya heyecanlı iken.


Yürüyüş Tarzınız
Gençlik, genelde fiziksel cazibeyi ön plana koyar.
Ancak işte size iyi haber; genç görünmeniz ya da durmanız gerekmiyor. Duruş ve yürüyüş tarzı karşımızdaki kişiyi daha genç olarak algılamamıza neden oluyor. Yürüyüş tarzı, fiziksel cazibeyi etkileyen önemli bir unsurdur. İnsanlar, gerçek yaş ya da cinsiyet ayrımı yapmaksızın, yürüyüşü yaşlı görünenlerdense, genç görünen insanlara karşı daha olumlu davranıyorlar. Genç bir duruşu ve yürüyüşü belirleyen nedir? Esneklik. Küçük bir çocuğun yürüyüşünü izlediğinizde, onun daha yaşlı bir insana kıyasla ne kadar esnek olduğunu göreceksiniz. Yoga ve spor esnekliğinizi büyük ölçüde değiştirecek ve genel duruşunuzda, yürüyüş tarzınızda müthiş bir fark yaratacaktır.

Kendini Sevdir - I
Kendini Sevdir - II


1 yorum:

  1. Çok faydalı bilgiler, iş hayatında da rahatlıkla uygulanabilir. Teşekkürler

    YanıtlaSil